Ali Aktaş

İSLAM ANAYASA HUKUKU SORUNLARI

Hz. Peygamber Dönemi ve Öncesi Arap Kabileleri liderlerini genellikle seçerlerdi. Yani seçim usulü geçerli idi. Liderlerini reis, ba’l, rab, seyyid ve şeyh gibi isimlerle isimlendirirlerdi. Bir Arap atasözüne göre “şeyh kabilesinin hizmetçisidir” Lider “eşitlerarası birinci” idi.

Arap Kabilesinde liderin vefatından sonra ileri gelenler toplanırlar ve aralarında donamım ve tecrübe sahibi olan birini lider olarak seçerlerdi. Liderin görevinin aynı şekilde sonlandırıldığı da olurdu. Lider tek başına karar alamazdı. Önde gelenlerle istişare etmek zorundaydı.

Eski Türklerde de Toy ve seçim gibi usullerin varlığı bilinmekle birlikte konumuz İslam Anayasal Kültürün ve Hukukun oluşması olduğundan başka tecrübeleri şimdilik yazmıyorum.

Mekke’de Araplar Kabileler Arasından genelikle o kabilenin liderlerinden oluşan bir Meclis tarafından idare ediliyordu. Bu Meclisin ismi Dâru’n-Nedve idi.

Medineliler Hz. Peygamberi aralarına bir hakem lider olarak da davet ettiler. Onun altında ise ensarın liderleri vardı.

Araplar seçim usulünü Atina Demokrasisinden almadıklarına göre İslam’ın indiği dönemde de ondan önce de ondan sonra da seçim usulü vardı ve tatbik ediliyordu. Nitekim Hz. Osman’ı seçen heyet kadınlara, çocuklara Medine dışından gelenlere bile sordu. “Kutsal lider” anlayışı yoktu.

Emevilerle beraber başlayan saltanat ve onun üzerine üretilen saltanat fıkhı onlardan önceki 4 Halife ve Hz. Peygamber tatbikatında yoktu. 4 Halife ve öncesi Arap muhayyilesinde “seçim usulü” ve “istişare ile karar alma” usulü vardı. Batı Demokrasisi deyip ıskalanan şeye benzer.

Bugün İslam dünyasına baktığımız zaman İslam Ülkelerinin ezici çoğunluğunda krallık, otokrasi, diktatörlük var. Seçimler göstermelik, hukuk devleti zayıf, demokrasi ve meşveret aranarak bulunmalık. Ama sorunlarımızı kendi dışımızdaki aktörlere atmak konusundaki maharetimiz harika.

İslam (Kur’an ve Sahih Sünnet) bir yönetim usulünden bahsetmez. Öte yandan Araların zaten tatbik ettiği bir seçim usulü vardı. Kur’anın emrettiği Hz. Nebi’nin de tatbik ettiği istişare ile siyaset ilkeleri vardı. Mevcut örf ve Kur’an’ın ilkeleri bir anayasa hukukuna dönüşmeliydi.

Müslüman Hukukçular “demokrasi” konusunu çalışmak zorundadır. Seçim usulleri, mecburi önseçimle aday belirleme usulleri, liderin hesap verebilirliği, liderin süreli seçimi, istişarenin yerel ve genel meclisler eliyle kurumsallaşması, şeffaflık çalışılmak zorundadır. DENİZ TÜKENDİ.

Ali Aktaş

Ahlak, Adalet, Özgürlük, Ekmek için çalışacağız. Eş, Baba, Oğul, Kardeş, Avukat.

Yorum Ekle